Hepinizin Sims’e başlama hikayesi vardır. Kimisi arkadaşında görmüştür, kimisi internette gezinirken, kimisi Youtube’da derken bir şekilde The Sims serüvenine sizde atılmışsınızdır. En azından ben, bir arkadaşımda görüp o şekilde başladım. O zamanlar tabii sadece The Sims 1 çıkmıştı.
The Sims 1’in başında çok saatler geçirdim. Çünkü o zamana kadar The Sims’e benzer hiç bir oyun yoktu. The Sims’te kendi fantezilerimi gerçekleştiriyordum diyebilirim. Süperstar olurken, aynı zamanda bir büyücü ve bir bilim insanıydım. Evim hayvanlardan geçilmiyordu. Kocaman, alakasız dekore edilmiş, hiç bir mimari estetiği olmayan ama benim yarattığım evde benim yarattığım aile yaşıyordu. Bunun hazzı o yaşlarda başka oluyordu tabii ki. The Sims 1, grafik açısından bence zamanına göre çok üst düzey bir oyundu. En sevdiğim özelliklerinden biri çok fazla seçeneğimiz vardı. Eklenti paketleri bütün ihtiyaçlarımızı o zamana göre karşıladı diyebiliriz. Herkesin bir favori eklenti paketi vardı. Benimki Makin Magic’ti. Bende o eklenti paketi diğerlerine göre bambaşka bir yere sahip. Hatta, bir büyü için tarif toplarken tarifleri aklımda tutamaz, oyunu oynarken aynı zamanda yanımda kağıt kalem olurdu ve büyünün araç gereçlerini o kağıda yazardım. Çocukluk işte. Ama acayip zevkliydi. Böyle etrafta çıkan o sisleri götürmeye çalışırdım ki o sisler götürdükçe daha çok çoğalıyordu falan. Sonra normal mahalle ile büyücü mahallesinde ki para birimi farklıydı. Hile ile para kazansakta büyücü mahallesinde hile yoktu bildiğim kadarıyla. Varsa da artık çok geç. Hilesiz, sadece büyü yaparak para kazanmaya çalışıp büyücü mahallesinde bir eve taşınmak en büyük hayalimdi. Azmettim başardım ve bir eve taşınmıştım. Baya mutlu olmuştum. Daha sonra Superstar eklentisi vardı. Yıldızların başında kocaman tek bir yıldız dönüp duruyordu. Britney Spears, Christina Aguilera, Madonna ve bir adet Susan. Evet evet Susan. Britney, Madonna ve Christina’dan sadece imzalı fotoğraf alabilirken Susan ile etkileşime geçebiliyor, hatta evlenebiliyorduk. Ancak yıldız olduğu için onunla sohbet etmek, sevgili olmak hele hele evlenmek o kadar zordu ki imkanı yoktu. Ama favori eklenti paketi Makin Magic olan birine bu numaralar söker mi? Sökmez! Hemen büyücü bir erkek yaratıp, aşk iksiri yaptırıp Susan ile arkadaş olup Susan’a aşk iksirini içirmiştim ve evlenmelerini sağlamıştım. Evet, ailemde bir Süperstar Susan bulunuyordu!
Diyebilirsiniz ki neden kendin olmadın da illa büyüye falan ihtiyaç duydun. Yapamadım. Yani açıkça söylüyorum yapamadım. En fazla üç yıldıza kadar getirebiliyordum ondan sonrasının imkanı yoktu. Bende aklımca böyle bir şey yaptım ki bence baya zekiceydi. Daha sonra Vacation, Pets, Livin Large, House Party gibi bir sürü eklentisi vardı. House Party eşyalarını çok kullandığım söylenemez. Pets’te tabii ki her evimde mutlaka hayvan besliyordum. Vacation ise böyle ailemi alıp tatile götürüyordum falan. Aslında o tatil olayı bence komikti. Çünkü tek bir kasaba da bir yerde kar yağarken, diğer yanda insanlar yatıp güneşlenebiliyordu. Ama The Sims 1 işte. Ve tabii ki sonra The Sims 2 çıktı.
Ah o The Sims 2… Zamanında karnemin kötü gelmesine neden olan, başında saatlerce oturduğum, bir aile kurup onun torunlarının torunlarıyla oynadığım o mükemmel oyun… Vermedi hiç bir oyun The Sims 2 gibi heyecan bana. Çünkü diyeceğim de neresinden başlayacağımı bilemiyorum. Bir anda acayip gerçekçi insanlar mı dersin, küçücük bir kasabadayken büyük bir kasabaya geçiş mi dersin ki bu büyük kasabalardan tam üç tane yapmışlardı. Toodlerların gelmesi mi yaşlıların gelmesi mi derken benim için büyük bir oyundu The Sims 2. Bu oyunun çıktığından bile habersizken babamla işi için şehir dışına seyahate çıkmıştık. Orada bilgisayar oyunlarına bakarken birde ne göreyim? The Sims 2! Babama hadi baba gidelim diye yalvarıyordum sırf oyunu kurup oynayayım diye. Tabii o zamanlar crack ne falan bilmiyoruz, kurdum ama uzun süre oynayamadım. Öyle böyle öğrendik crack nasıl yapılır derken oyuna girdim. Neyse, konumuza dönelim. The Sims 2’nin yeri benim için çok ayrıdır. Mesela ilk olarak yaşlı bir çiftle başlamıştım oyuna. Acaba nasıllar diye. Böyle kambur, iki tane mülayim bir çiftti. Hemen bir eve yerleştirdim ve oynamaya başladım. Yaşlı çiftten çabuk soğudum ne yalan söyliyim. Sonra hemen kendim bir aile kurdum. Ah o CAS ekranı. The Sims 1’den 2’ye geçiş yapanlar iyi bilir. Girdiğimiz o CAS ekranı, Allah affetsin sanki bir insan yaratıyormuşçasına ayrıntılı gelmişti bana. Üstünden tut kotuna kadar kendimiz ayarlıyorduk. Ne olaydı be… Body Shop vardı birde. Kendimiz kıyafet tasarlıyorduk. Daha doğrusu tasarlamaya çalışıyorduk. Ben paint ile uğraşırdım. Ah saf Altan, millet Photoshop bilirken senin neyine Paint ile tasarım yapmak. Ama işte dedim ya çocukluk, uğraşıyorduk. Saatlerimi harcıyordum, bir şeye benzemiyordu ama olsun. Olsundu, Altan zevk almıştı. :) Bebek yapmayı da bilmiyordum bu arada. Brandi’nin hamile olduğunu keşfettiğimde sürekli Brandi oynadım. Ama Brandi ile oynadığım hiçbir oyunu kaydetmezdim. Çünkü o zaman hamile kalan hiç bir ailem olmayacaktı. O nedenle Brandi hep hamile kalsın diye o aileyi oynar, ama kaydetmeden çıkardım.
Daha sonra oyunun hikayesine kaptırdım kendimi. Don Lothario’nun Dina ve Nina Caliente ile olan birlikteliği ancak Cassandra Goth ile olan nişanlılığı falan. Favorim Nina’ydı. Sarışın bomba. Ama daha sonra o saf, çocuksu, iyi kalpli tarafım ağır bastı ve Çirkin Betty’i, pardon Cassandra Goth’u tercih ederek onunla evlendirdim. Daha sonra onlarla çocuk yaptırmayı keşfettim. Cassandra Goth hamile kaldı ancak bir sebepten ötürü Cassandra hamileliğinde ölmüş müydü öyle bir şey olmuştu. Ama çocuk doğmuştu öyle hatırlıyorum. Neyse çocuk doğdu ve Cassandra öldü. Hayatımın en trajik anlarından biriydi. Don Lothario ve oğluyla, annesiz bir yaşam mücadelesi verdiğimi hatırlıyorum. Don’un sürekli Cassandra için ağlaması ilk başta benim için çok güzelken sonraları sinirime dokunmaya başlamıştı. Öldü o artık Don kendine gel! Daha sonra eklenti paketleri çıkmaya başladı. İlk eklenti University. Vay be ne paketti ama. Oyuna girdiğim zaman oyun ekranının değişmesine o kadar sevinmiştim ki mutluluktan sandalyeden kalkıp bağırmıştım evi turlamıştım hatta mutluluktan. Şimdi bana o mutluluğumu, o küçük şeylere olan heyecanımı geri versinler istiyorum. :(
Neyse, simimi üniversiteye yollamıştım, mezun falan olmuştum derken Night Life çıkmıştı. Böyle böyle bir sürü paket çıkmıştı ve hepsini birer birer oynamıştım. Ta ki Bon Voyage çıkana kadar. The Sims 2’nin bütün paketlerini oynamıştım ama Bon Voyage hariç. Hatta bir şey itiraf edeyim hemen şimdi. Sim Dünyası Yaratıcılık Forum’unda kullanıcı adım neydi diye hatırlamaya çalışıyordum. Şimdi bu satırları yazarken Bon Voyage olduğu aklıma geldi. Bon Voyage hiç oynayamadığım eklenti paketi olduğu için içimde kalmıştı ve kullanıcı adımı öyle yapmıştım. Konumuza dönelim, sonra The Sims 3 çıktı. The Sims 2’den sonra yine çığır açan bir oyundu. Açık dünya gelmişti daha ne olsun?!
The Sims 3’te hemen bir sim kurup etrafı gezmek istiyordum ki o da ne? Ayakkabısından tut, küpesine kadar biz seçiyorduk. Evet, yine bir Allah affetsin sözü, yine bir insan yaratma ekranı. The Sims 2 de güzeldi ama hatırlarsanız ayakkabısını falan biz seçemiyorduk. Şimdi burada her şey bize ait. Yine saatlerimi harcayan bir sim yaratma ekranından sonra ilk iş dağ bayır gezmek olacaktı. Ev bile yaratmadan hemen etrafı gezmeye koyulmuştum. Buraya gidiliyor mu ki acaba? Yok canım, bu kadar ayrıntılı yapmamışlardır. Oha! Buraya da gidiliyor. EA sen harikasın övgüleri içimden falan. Hatta hatırlıyorum The Sims 3’ü denemesi için birine yollamışlardı ve o adam da The Sims 3’ü internete sızdırmıştı. Oyunun çıkış tarihinden daha erken bir sürede oynamamızı sağlamıştı. Allah razı olsun artık kimse. Derken eklenti paketleri çıkmaya başladı. Ben Ambitions çıkana kadar oyunu bırakmıştım. Ambitions çıktı sonra yine başladım. World Adventures çok güzeldi. Ve inanır mısınız, hala o piramitlerin tamamını gezemedim. Daha sonraları yine University, Seasons ve Pets eklentileri çıkmaya devam etti. Ve şunu itiraf etmeliyim, benim bütün Sims oyunlarında en sevdiğim paketler Seaons, Pets ve University oldu. Çünkü mevsimler, hayvanlar ve eğitim olmadan oyun bana o kadar da gerçekçi gelmiyor maalesef. Hiç bir paket olmasın bu üçü olsun benim için gerçekten yeterli olur (Olmaz, çünkü ben nankörüm). The Sims 1’de favorimin Makin Magic olduğunu söylemiştim ama bana göre Makin Magic’te ki ruhu hiç bir Sims oyununda yansıtamadılar maalesef. Tabii kişiye göre değişir bu. Superstar olayı da aynı şekilde öyle. The Sims 3’te simimin daha fazla yıldız olmasını istemiyordum. Çünkü bir süre sonra acayip sıkıyordu. Aradan zaman geçtiği zaman da bütün kasabadaki herkes mutlaka yıldız oluyordu zaten.
Maalesef The Sims 3’te zaman geçtikçe gerçekliğini yitirmeye başlamıştı benim için. Supernatural olayı ilk önce çok güzel gelse de sonradan baya bir sıktı. Kasabada normal insan kalmadı yahu. Herkes ya peri, ya kurt adam ya vampir. Bu ne? Daha sonra Island Paradise çıktı. Ve size yine bir şey söyleyeceğim. Ben The Sims 2’de Bon Voyage eklenti paketini oynamadığım gibi Island Paradise’ı da oynamadım. Benim bu tatil eklentileriyle sorunum ne? Kısmet mi değil kaderde mi yazılı değil anlamadım gitti. Ve The Sims 3 de benim için bitmiş oldu.
Daha sonra The Sims 4 çıktı. Karakterleri diğer bütün oyunlara göre bana daha güzel geldi. Böyle hafif animasyon tipi karakterler çok hoşuma gitmişti. Ancak gel gör ki bu oyununda diğer oyunlarına göre çığır açamadı bana göre. The Sims 2’de açtığı çığırları liste yapsak sayfalar yetmez. Aşırı gerçekçilik, eşyalar, toodler, yaşlılar vb… The Sims 3’te açık dünya tek geçerim. The Sims 4? Hmm… Maalesef sanki fazla aceleye gelmiş, üstüne pek düşünülmemiş, nasılsa The Sims oyunları tutuyor buda tutar der gibi çıkarılmış bir oyun gibi. Gelen tek yenilik duygu olayı benim için. İnsanlar The Sims 1’i çok sevmişti diye kasabaları ona benzetmeye çalışmalar falan. Maalesef olmamış. The Sims 4 diğer paketlere göre gerçekten yetersiz kalan bir paket. Mesela, The Sims 2’de de gidebileceğimiz yerler sınırlıydı. Ancak gelen yenilikler çok hoştu. Mesela Seasons paketi ile bitkisimler gelmişti. Ya da kurt adamlar, ya da vampirler. The Sims 4’te şuan 3 adet paket çıkacak ama hala uzaylılar hariç doğaüstü olay yok. Tamam doğaüstü olayı abartmamak gerek The Sims 3’t ki gibi ama bu kadar da değil. Paketi almaya değer bir şey koyun içine bari. Yok, yani bunun hakkında yazacak bir şey gerçekten yok. En iyisi, hepimiz oyun çıktıkça oynayarak görelim diyorum ve yazıyı bitiriyorum.
Yazı süper olmuş. Çok keyifliydi :)
Yazınızı büyük bir keyif ile okudum :)muhteşem olmuş çünkü okurken geçmiş gözümün önünde canlandı.Sims monoton ve sıkıcı hayatlarımıza ilaç gibi gelmişti.ilk olarak the Sims i amcamı ziyarete gittiğimde kuzenimin bana bilgisayarda oynamam için bu oyunu açmasıyla tanıdım.O an’ı asla unutamam….:) goth ailesini kontrol ediyordum çarpık bir ingilizce ile ?sonrasında babam bana eğer birlikte teravih namazı için onunla camiye gelirsem bana oyun alacağını söyledi ve ben o yaşımda kalkıp cd alabilecek kadar büyük değildim.The Sims,Harry Potter and the Chamber of secrets..Bunlar hatimle kılınan teravih namazlarından sonra ödüllerim olmuştu :) ve evet Makin Magic hayalini ençok kurduğum paket olmasına karşın Sims paketlerinin sıra mantığı ile işlemesi ve Makin Magic i bulamamam sonucu oynayamadım.Hayalim hogwarts ı yapıp öğrencilerimi orada eğitmek ti fakat olmadı.Zaten Makin Magic teki büyücü kasabası diagon alley di benim için..the Sims ten sonra ilk ek paketim arkadaşım ile takas ettiğim cd sonrası hot date oldu ve Crack yapmayı bilmiyorken bir şekilde başarıp ekran başında krize girmem ???tabi ki yanımda çift yumurta ikizim kız kardeşim çünkü onu da oyun manyağı yapmıştım :) sonra Vacation..?Bunlar çok güzel anılar fakat hatırlarken canım acıyor çünkü o zamanlar hayatım son derece basit idi şimdi 24 yaşındayım ve sorumluluklarım var :) aynı şekilde the Sims,the Sims 2 ve Sims 3 teki ütopik senaryolarım,kim kime dum duma ?kız kardeşim annem ile babamı yapmıştı Sims 2 de ve ben de iki kadın karakter yapmıştım(bu iki kadının kardeş olduğunu düşünüyordum ozamanlar cas ekranından kardeş olarak nasıl ayarlama yapacağımı bilmiyordum)sonrasında kızıl kadınım ile babamı ayarttım ?? ve sarı hatunu öldürdüm çünkü onların yanında fazlalık geldi ?ve babamı(kızmayın?) da öldürdüm çünkü kızıl kadın hamile kalmıştı ve baba sarı saçlı kızım öldü diye zırt pırt ağlıyordu kaldı ki babam sarışın ve beyaz tenli değil buğday tenli ve siyah saçlı idi yani bu 0 ve 1 lerden oluşan adam babam olamazdı ??sonrasında çocuklarım doğdu.iki kız çocuğu ve anneleri…ikisi de bebek olduğu ve ben herkesi öldürdüğüm için işe gidemeyen anneleri (bakıcı için param yoktu:)) artık 3 kuruş para için evin camlarını satmam…????sonra bebekleri de öldürmeye karar verdim ????yani erkeklerden anne olamayacağının en güzel örneklerini oyunu oynarken göstermiştim fakat kız kardeşimin ağlayarak bana yalvarması ve anneme hain planımı anlatması sonucu baktım o çocuklara ve birisi genç olduğunda hemen işe soktum.Anne ise polis olup dünyaya adalet saçarken küçük kızım da genç oldu ve onu da kız kardeşimin ailesinin ferdi olan genç delikanlıya musallat ettim???sonra kızlarımdan büyük olanı üniversiteye gitti ve onun orada hamile kalmasını istedim çünkü kafamda bir senaryo belirtmişti o sıralar?..Annesinin entrikaları sonucu hayatını kaybeden babası ve çocukluğundan beri iş hayatına zorlanan genç kızın üniversite de ?yoluna düşmesini kapsayan bir hikaye olacaktı bu..??ama olmadı çünkü odalarına sığmadığı için kampüsün ortasına koyduğum yatakta yapmadığı kalmayan kızım hamile kalamadı…sonunda tiksindiği annesine benzemişti vs vs ??bu oyunu hiçbir zaman yüzeysel oynamadım çünkü dediğim gibi birçoğumuzun hayatı yeterince sıradan bu yüzden oyuna unutmayacağım anılar katmak istedim ve 12-13 yaşında iken oynadığım bu aile ve daha nicelerini hala unutamıyorum..babam mı?O çok iyi canım babam mucuk mucuk ????
24 Yaşına gelip hala Sims oynamak. Vay be. Yalnız değilmişim. 21’im ama olsun. :)
??inanın bizi eleştirenler dahi gizli gizli oynuyor ?? :) ama bu aralar Sims ile aramız limoni sayılır malum Sims 4 benim için tam bir fiyasko?
Maalesef benim içinde öyle. Bir kaç ay önce bütün Sims 4 oyunlarını silmiştim. Eğer yeni çıkacak eklenti güzel olursa hepsiyle birlikte yeniden indirip kurabilirim belki.
Katılıyorum bende yeni paketi bekliyorum malum tuvalet kağıdı stuff ı,yorgan stuff ı,elbezi stuff ı derken artık paragöz olmalarını hazmedemiyorum ve oyunu orjinal almadım direkt fit girl olarak tüm stuff,dlc,expansion top yekün indiriyorum çünkü hak etmiyorlar.iki sene de 2 ek paket çıkardılar ve şahsi düşüncem get together tam bir saçmalık bildiğin late night ın cilalanmış hali ki zaten the Sims 2,Sims 3 ve Sims 4 hep bir öncekinin ek paketlerinin birebir kopyası..kaldı ki Sims 4 ü yapan ekibin elinde tüm serinin kanı var çünkü ben Sims 4 için umutlu değilim ve bundan sonra çıkan ek paketler bunu değiştiremeyecek.Ha Makin Magic gibi bir paket çıkarsa oynamıyım?Evet fakat benim için asla serinin eski oyunları gibi olamayacak.sorun oyunun motorunda..kısıtlı ve ne yapacaklarını bilmiyorlar.2016 yılında resmen open world ü geçtim iki adım yanındaki komşu için bile yükleme ekranı var..?
Ne güzel insansınız , yazınızı okurken sanki ben yaşarmışcasına oldum harika bir yazı bu arada söylemeden geçemeyeceğim duygularıma tercüman oldunuz. :)
Hepimizin geçtiği yollar bunlar desenize. :)
çok iyi hatırlıyorum 6. doğum günümdü ve teyzem hediye olarak ne alıcağını bilmiyordu ve en çok bilgisayar oynadığım için aklına oyun almak gelmişti ve doğum günümde the sims 1 orjinal alıp gelmişti babam oyunu kurarken neyin içine giriceğimden haberim yoktu sonra oyun açıldı ve beni o meşhur tutorial ekranı karşıladı ve newbie ları oynamaya basladim öyle bi kaptırmışımki gece 1 olmuştu sonra bi gün misafirliğe gitmiştik ve ben sims cd sinide götürmüştüm orda kurduk ve evdeki kıza oyunu öğretmiştim sonra kız oyuna bi yapıştı cd sini onlara verdi babam tabi eve gittik cd onlarda sonra ertesi gün oyunu açtığımda cd takın demesinmi gittik cd yi geri almaya tabi kız vermek istemedi bi kavga gürültü koptu cd parçalandı gitti ve sims maceram orda bitmişti aylarca ağlamıştım ve sonra kaderdi sanki 4.sınıfa giderken bi arkadaşım sınıfa cd çantasını getirmiş oyun satiyodu sonra bi açtı çantayı oda ne the sims 2 yazıyodu cd de tabi 4 cd olduğu için pahalıya vermişti hemen aldım sonra offff o gün okul bitürlü bitmek bilmedi çıkış ziliyle birlikte bi koştum çığlık çığlığa eve 10dk lık yolu 3 dk da gitmiştim tabi o zamanlar 1 pc vardı o yüzden babam ondan izinsiz bişey yüklememi istemiyodu akşama kadar babamın işten dönmesini beklicektim önümde sims 2 ve bi pc vardı öfff ne zor bi durumdu sonra dayanamayıp yükledim kötü ne olabilirdiki kısayolu saklardım ve babam bilmezdi sonra oyun hatasız yüklendi tam oyunu açtım yüklendi bi aileyle oynamaya başladım çat babam eve erken geldi üstünü değişti ve beni sordu annemde bilgisayarda arkadaşından oyunmu ne almış onu yüklüyomuş dedi kapıyıda kapatmıştım sonra babam odaya öyle bi daldıki kapı pert oldu fena azarladı filan sonra pc ye reset attı ve az kalsın dövücekti ama yapamadı sonra oyunu sildi cd leri kırdı ve pc yi kullanmam yasaklandı ve yine sims ellerimden kayıp gitmişti sonra yıllar geçti ve 7.sınıfa geldim o sene başında eve pc alınmıştı ve eski pc benim olmuştu istediğimi yüklüyodum sonra eğer karnen iyi gelirse yazın net alıcaz dedi babam ve ben deli gibi çalışmıştım hepsi mükemmeldi ve net bağlandı ve google amcayla o zaman tanıştım işte ve ilk aradığım şeyi tahmin edersiniz heralde the sims 2 ve karşıma şuan kapalı olan simstr sitesi çıktı ve ilk kez orda ek paket terimini görmüştüm o zamana kadar o ek paketlerden bi haberdim tabi hala download etmek diye bişey bilmiyodum sonra en yakın arkadaşım geldi ve ben ona net teki şu flash oyunları gösterdim benim için bi ilkti o oyunlar kurmak gerekmeden oynuyoduk netten sonra arkadaşım ne olum bunlar oyun indirsene dedi ve beni torrent in bi benzeri olan ares le tanıştırdı oyun indirdik ve ben o anda sims indirebilirmiyim dedim oda istediğin herşeyi indirebilirsin dedi ve işte o zaman resmen adsl e taciz eder gibi netten sims 2 indirdim tum gun ve sonunda kavuşmuştum