Hepinize merhaba. Bildiğiniz gibi The Sims 4 Cats and Dogs paketinin çıkmasıyla birlikte bizleri yeni bir kasaba da beklemekte. Bu kasaba diğer kasabalara göre çok daha iyi olacağı kanısındayım. Zira Get Together ile birlikte gelen kasaba benim için tam bir hayal kırıklığıydı. Eski bir ambiyansta sunulan kasaba yalnızca benim değil, bir çok oyuncunun beklentilerini karşılamamıştı. Bunun sebebi gelenekçi gece paketçileri olarak bizin beklentileri tamamen farklı yönde olması denebilir. Çünkü The Sims 1’de bile Hot Date, gece hayatı paketi çıkarılacağı zaman şehir hayatını, lüksü, şan ve şöhreti çağrıştırmaktaydı. Nitekim öylede oldu. The Sims Hot Date’de gelen kasaba ile sokak çalgıcıları, şık bir restoranda (piksel piksel olsada şıktı canım) yemek yemeyi hatta pahalı aksesuarlar, güzel bikiniler ve kıyafetler almamızı sağlıyordu.
The Sims 2’de ise Downtown’un ne kadar muhteşem olduğunu hatırlatmama gerek yok sanırım. Gidebileceğimiz bir sürü gece kulübünün yanında, her birinin konsepti farklıydı diyebiliriz. İstersek çılgınlar gibi dans edebileceğimiz bir kulüp, istersek içki içebileceğimiz barlar yada flörtümüzü alıp güzel bir randevuya çıkarabileceğimiz şık restoranlar… Aynı zamanda vampirleri unutmamak lazım. Arabalarda paketle gelen hoş sürprizlerden biriydi. The Sims 3’te ise EA olayı biraz daha aşmış, açık dünya olduğu için çok daha dikkat etmişti. Açıkçası en sevdiğim The Sims 3 Late Night eklentisiydi. Şehir hayatını ancak bu kadar iyi yansıtabilirdi. Gidebileceğiniz barlar ve gece kulüplerini geçiyorum. Ben oyunda verilen o ayrıntılara hastayım. Hotspot denilen olay, bir kere çok güzeldi. Gecenin en yoğun yerinin neresi olduğunu biliyordunuz. Night Life’da var mıydı bilmiyorum ama VIP olayı da çok güzeldi mesela. Ünlü olduktan sonra bazı yerlere girebilmeniz, içtiğiniz içkinin yada yediğiniz yemeğin parasını ödememeniz yada yarısını ödemeniz çok güzeldi. Hoş ünlü olduktan sonra çokta paraya ihtiyacımız yok ama kim bedava şeyleri sevmez ki? Aynı zamanda sarhoşta olabiliyordunuz. İçkiyi fazla kaçırdığınız zaman masanın üstüne çıkıp çılgınlar gibi dansettiğiniz zamanları ne çabuk unuttunuz? Eğer daha önce hiç sarhoş olmadıysanız hemen oyuna girin ve bir sürü içki için, bakın bakalım neler oluyor. Her şeyi geçtim kasabanın gece görünüşü gerçekten tam bir gece hayatı paketi olduğunu gösteriyordu. Parlak şehir, yollar, metro, lüks yerlerin gökyüzüne ışık gösterisi yapması derken insan uzak mesafeden yalnızca izleyesi geliyordu. Ben The Sims 3 Late Night’ı belki birazda The Urbz: Sims In The City’e benzettiğim için seviyordum. Daha önce oynayanınız varsa bilir, Urbz’da da şehre inip belirli görevleri gerçekleştirip ünlü olmaya çalışıyorduk. Yine orada da belli bir şöhrete sahip olduğumuzda bazı barlara girebiliyorduk.
Tabii The Sims 4’te ki kasabalar açık dünya kasabalarına göre biraz daha geride kaldı diyebiliriz. Başta da söylediğim gibi, Get Together ile gelen kasaba, Night Life yada Late Night ile kesinlikle karşılaştırılmamalı bile. Zira bana göre aynı kulvarda bile yarışmıyorlar. Biri modern gece hayatını ve şehri anlatırken, diğeri daha çok eski zamanları andıran, tarihi yerleri içeren bir kasabaydı. İçerik açısından çok karşılaştırmayacağım, yalnızca kasaba yönünden bakarsak dediğim gibi diğer oyunların paketlerinden farklıydı. Belki yenilik yapmak istemişler ancak yine söylediğim gibi eminim bir çok oyuncu memnun kalmamıştır bu yenilikten. Kasabaya gelen deniz canavarı bile fazla abartılmış. Deniz canavarı yalnızca simlerin ruh halini etkiliyor ve kameradan da oldukça gösterişsiz, su canavarı değilde sanki sen büyüdüğünde su canavarı mı olacaksın tatlı şey hissi yaratıyordu. Diğer yönden base oyunun kasabalarını diğer kasabalara göre karşılaştırırsak hikaye yönünden bile eksiklikler var diyebiliriz. Mesela çok fazla arsa olmaması sorunu vardı. The Sims 2 ve 3’te ben hiç arsa sorununu hatırlamıyorum. Hepsinin kendine has hikayeleri ve bu hikayeleri destekleyen ortamları vardı. Misal, Veronaville (doğru mu yazdım acaba) kasabasına girdiğimde o iki ailenin ezeli düşman olduğunu, etrafın çok kasvetli olduğunu hatırlıyorum. Hikaye ve kasaba birbirini tamamlamış. Strangetown’da uzaylıların olması, uzaylıları merak eden geek tarzı ailelerin olması ve tabiiki de çözülemeyen Bella Goth vakası, o kasabayı ilginç ve farklı kılan özelliklerden biriydi. Ancak benim favori kasabam her şeye rağmen Pleasantview’di. Ortamın daha çok yeşillik barındırması, evlerin daha güzel ve Bodrum evlerini andırıyor olması (her türlü memleketimi savunacağım) beni oraya daha bir çok çekti. Hadi favori ailemi de söyleyeyim: Broke ailesi. İlk oynadığım zamanlar nasıl hamile olunur bilmediğim için Brandi’miz de haliyle hamile olduğu için sürekli onu oynar, doğurduktan sonra oyunu kaydetmeden çıkar tekrar oynardım. The Sims 4’ün base kasabaları ise gerek hikayeleri, gerek evleri bakımından yetersizdi. Evleri kötü mü, hayır değil. Ancak akılda kalıcı olduğunu düşünmüyorum.
En sevdiğim eklenti paketlerinden olan Get to Work ile gelen kasaba ise tam bir faciaydı. Alışveriş çılgınlığı yapmak için ideal bir ortam yaratmaları gerekirken, neredeyse oyunda hiç uğramadığım yerlerden biriydi. City Living ise başta çok eğlenceli gelse de keşfetmesi çok kısa sürüyordu. Festival olayı çok güzeldi. Ancak festivaller bile çok azdı ve sonraları kendini sürekli tekrar ediyordu. Festivallere gitmek için bir sebebim olmuyordu yani. Gidiyorum aynı şeyler, çoğunda aynı kişiler. NPC’lere, festivallerde ki çeşitliliğe ve şehir ayrıntılarına daha çok önem vermelilerdi. Şehir olarak aslında iyiydi. Çünkü binaların konumu, apartmanların arasına konulan karaoke barları ve şehrin tam göbeğinde yemek satan elemanlar olması güzeldi. Eylem için toplanan insanlar ve hareketsiz duran Altın Adam güzeldi. Tabii bir süreliğine. Görüyorsun, aa bu ne diyip yakınlaştırıyoruz ve bir kaç saniye sonra oyunumuza dönüyoruz. Bunların oyunumuza etkisi yada katkısı ne? Yok. Ancak festivallerde toplayabileceğimiz bedava sebze ve meyvelerin olması, aynı zamanda yüksek kalite yiyeceklerin olması da güzeldi. Şehir hayatını yansıtan farklı tarzlarda kıyafetlerde dikkat çekiyordu. Yalnız anlayamadığım nokta şu ki neden şehri çinliler/japonlar/koreliler ele geçirmişti? Üstelik CAS ekranında kıyafetlerin çoğu da onların tarzıydı. Onlar yalnız, direk ötekileştirdim. Irkçı değilim. Severim çekik gözlüleri. Hoşgeldiler, sefa getirdiler ve kasabamızı şenlendirdiler. Ama neden o kadar çok varlar? Hikaye mi öyle ben mi kaçırdım acaba. City Living’i geçip vampirlerle gelen kasaba ise bence güzeldi. Evet, o kasabayı beğendim denebilir. Paketi beğenmedim ama kasabayı beğendim. Çünkü tam yaratmak istedikleri ortamı yaratmışlar. Vampirler deyince sonuçta günlük gülistanlık, yemyeşil ağaçların olduğu, kuşların cıvıldadığı, kelebeklerin uçtuğu, rengarenk çiçeklerin olduğu bir yer hayal etmiyoruz değil mi? Herkes Cullen ailesi gibi insancıl değil arkadaşlar, saf olmayın! Kasabaya girdiğimizde arkada çalan o ürkütücü müzik, evlerin eski olması, kısacası karanlığın hakim olduğu bir ortam yaratmışlar. Bence tam istedikleri ortam o olsa gerek. Çok kısa içeriğe bakacak olursak, The Sims 4’te diğer oyunlara ek olarak vampirler yalnızca uzun yaşam ve hızlı öğrenme beceresi haricinde gerçekten vampir olarak üstünlükleri ve zayıflıkları daha iyi yansıtılmış. Yinede en sevmediğim paket Vampires paketi (buraya kusmalı, iğrenmeli bir ifade bırakıyorum varsayın).
İncelemeye değer bulduğum bütün kasabaları söyledim. The Sims 4 diğer oyunlara göre biraz daha sınırlı kasabalar yaratmış durumda. Aslında ellerinden pekte bir şey gelebileceği söylenemez. Zaten açık dünya olmayan bir evren yarattıkları için, o küçücük evrenin içine sığdırabilecekleri de sınırlı olsa gerek. Newcrest’i söylemiyorum çünkü yalnızca arsa için çıkartılmış bir kasaba. Yinede ufacık bahsetmek gerekirsek o kasabayı seviyorum. Genelde bütün gece kulüplerini, spaları, restoranları ve diğer bütün sosyal aktiviteleri oraya yerleştirdiğim için o kasaba benim için önemli ve güzel. Orası eğlence kasabası benim için! Umarım Kediler ve Köpekler paketinde beklentileri karşılayacak türden bir kasaba çıkarırlar. Yoksa zaten azalan oyuncu kitlesi daha çok düşecek.
Sims 4’ün en iyi kasabası bile Sims 3’ün açık dünya ve kocaman kasabaları ile karşılaştırılmamalı kesinlikle
sims 4 grafikleri cas vs sims 3te olsaydı tadından yenmezdi. Ama bu sefer ileri dönük pazar payından feragat etmiş olacaklardı. Bunu da istemezlerdi.