Neden The Sims oynadığınızı daha önce hiç düşündünüz mü? Sim yaratmak çok mu güzel ya da ev inşa etmek? Evi dekore etmek? İnsanların neden The Sims oynadığını merak edip biraz araştırdıktan sonra gerçekten ilginç yanıtlar aldım.
The Sims oynayanların büyük bir çoğunluğu yaşamak istediği hayatın aynısını simlerine yaşatıyor. Bu da aslında onların en derin arzularını ifade ediyor. Gerçekte sesi güzel olmayan ancak ileride süperstar olmak isteyen bir insanın umutsuz arzusu, onun oyunda çok iyi bir şarkıcı olmasına neden olabiliyor. İlkokul ya da lise öğrencisi, ileride doktor olmak istediği için simini doktor yapabilir. Hastalarıyla ilgilenip, onları iyileştirip, ameliyatlara girebilir. Belkide bu onun ileride olmak istediği şey üstüne kendisinde uyandırdığı ufakta olsa bir tatmin duygusudur. Tabii ki burada simini usta bir hırsız yapanlara bir imada bulunmuyoruz, yanlış anlaşılmasın.
Dedim ya, kimisi olmak istediği kişiyi yaparken diğer bir kesim ise aslında oyuna kendi karakterinden, yaptıklarından ve ideallerinden çok zıt bir sim yaratabilir. Tamamen fantezi dünyasıyla ilgili. Benim yaptığım simler genelde öyle oluyor. Örneğin bir film izliyorum ve o filmden çok etkileniyorum. Daha sonra oyuna girip filmde ki karakterlerin aynısını yapmaya çalışıyorum. Örnek vermek gerekirse; The Last of Us’ı çok beğenmiştim. Daha sonra hemen oyuna girip bir baba ve bir kız çocuğu yarattım. Her ne kadar Ellie adamın kızı olmasa da, ben öyle olmasını istediğim için bir baba-kız olmuştu. Tabii sadece etkilendim, tamamen aynılarını yapamadım. Hatta oyunda yaptığım karakterler The Last of Us’ta ki karakterlerle o kadar zıttı ki, bir süre sonra amacımdan saptığımı fark edip yeni bir aile yaratmıştım. Ne iş yaptıklarını sorarsanız, baba sosyal medya üstüne bir işte çalışıyordu. Onun için en önemli olan şey popüleriteydi. Joel’in zombilerle savaşırken bir anda telefonunda takip isteğini yanıtladığını düşünebiliyor musunuz? İşte biraz öyle bir durum oldu benim ki. Ya da o küçük, tatlı Ellie’nin şişman bir genç kız olduğunu düşünebiliyor musunuz? Tüm hayali zayıflayıp, tıpkı arkadaşları gibi fit bir vücuda sahip olup güzel olmak isteyen bir Ellie? Kalıpları yıkmak lazım. Güzellik zayıf olmak mı? Hayır. Ama onu gelin bizim Ellie’ye anlatın. The Last of Us’ta ki özgür, asi ve cesur Ellie, The Sims 4’te resmen Grinin Ellie Tonu gibiydi. Evet, bu kötü espri üzerine sayfayı kapatabilirsiniz.
Sayfayı kapatmayanlar için devam edelim. Birde gerçekleşmeyeceğini bildiğin olayları oyunda yaşamak ayrı bir haz veriyor insana. Uzaylıların siminizi kaçırıp hamile kalması. Biraz anormal değil mi? Üstelik kaçırılan sim bir erkekse hayal gücümüzü iyice zorluyor. Erkek simden doğan uzaylı bebeği bağrımıza basıp, onuda besleyip büyütmek çok güzel bir duygu. Anne yüreği işte, yada baba. Herneyse… Vampirler, kurt adamlar, cadılar derken iyice uçuyoruz. Twilight izledikten sonra oyuna girip bir kurt adam, bir vampir vede insan bir sim. Kurt adamı ve vampiri bu kıza aşık edip, Twilight’ın The Sims versiyonunu yapmayan yoktur diye tahmin ediyorum. The Sims’i en çekici yapan özelliklerden biri ise bence kendi evrenini yaratmak olsa gerek. Aynı oda arkadaşım Ahmet’in dediği gibi: ” Birilerini yönetmek güzel “. Sırf birilerini yönetmek için The Sims oynayan bir arkadaşım var evet. Tehlikeli mi henüz bilmiyorum, zararını görmedim. Neyse, kendi evrenini yaratıp, tamamen kendi zevkine göre kasaba düzenleyip, o kasabada yaşayacak insanlara kendimiz karar vermek kulağa çok hoş geliyor. Sizin istemediğiniz birinin oyununuzda yeri yok! Bütün bunlar bir yana The Sims bir intikam aracıda olabilir. Nasıl mı? Bir arkadaşım ayrıldığı sevgilisinden gerçekte intikam alamadığı için, oyunda sevgilisinin aynısını yapıp onu sürekli olarak öldürüyordu. Öldür, kaydetmeden çık ve tekrar öldür. Aslında içinde bir psikopat yatarken, diğer insanlar onu sadece ” Canım ya, baksana nasılda oyun oynuyor ” diye görüyor.
The Sims oynama nedenlerine çok değindik. Peki neden oynamayı bıraktık? Birkaç kişi ve Burkay’ın odunca cevabı üzerine ” Büyüdüm, bıraktım ” oldu. Bunu Burkay’ın söylemesi ayrı bir ironi açıkçası. Sim Dünyası adlı tamamen THE SIMS üstüne kurulu bir sitenin sahibi, üstelik yama yaptığı için oyundan asla kopamayacak olan insanın söylediği şeye bakar mısınız? Ama olsundu, biz onu öyle kabul ettik. Peki sizin The Sims oynama nedeniniz yada oyunu oynamayı bırakma nedeniniz nedir?
Hoayda
Ben sana dedim kardeş düzgün bir şey söyle, yazacağım diye dinlemedin.
Burkay’ı kınıyorum…
Büyüdüm, bıraktım mı? ‘o’
Bu yazıyı okuyunca aklıma Survivor yapma çabalarım geldi. :P
Sims 4 ü kesinlikle ev ve sim yaratmak için oynuyorum.Özellikle cc indirip oynamayı daha çok seviyorum.2000 i aşac cc içeriğine sahip olduğumdan oyunu daha mutlu bir şekilde oynuyorum yaptığım simler amatörce değilde profesyonelce olduğundada mutluluktan evde dans ettiğimi bilirim
Paramparça dizisini kendimce oynuyorum
Ben Sims 2 Sanalika kasaba yapmak için uğraşıyorum :)
Neredeyse bitti
Çok güzel bir yazı olmuş, Burkay’a çok güldüm :D Ben de gerçekte yapamadığım, olamadığım şeyler için Sims oynarım genelde. Bazen kendimi yaratır meslekten mesleğe koşarım, bazen çok başka bir karakter yaratıp çok başka şeyler yaparım. Oyun kesinlikle hayal gücü ve hikaye üretme yeteneğini geliştiriyor. 7 sezonluk Türk dizisi gibi senaryolar yazdığımı bilirim. :D
Bence çoğu kişi istediği hayatı birazcık olsa da deneyimleyebilmek için oynuyor.Bu yazıyı okuyunca fark ettim gerçekte çok sosyal bir insan değilim ama oyunda yarattığım neredeyse bütün simler çok aşırı dışa dönük,sosyal,parti animal oluyor :)
Tek amacım mimariyi sevdiğim için binalar inşaa etmek.
İlginç bir yazı olmuş ama ben katılmıyorum kendi adıma, tabii ki yazıda anlatılan insanlar vardır ama ben zamanla geliştiğin oyunları sevdiğim için The Sims oynarım.Herkesin zevki farklı tabii :)